Depresyon ilaçları- antidepresanların kullanımı; doğrular yanlışlar

“Depresyon ilaçları-antidepresan” lar bilimsel olarak etkinliği kanıtlanmış yıllardır bir çok ruhsal hastalığın sağaltımında yaygın olarak kullanılan ajanlardır. Ancak genel popülasyonda antidepresan kullanımına yönelik kaygılar ve yanlış inanışlar ilaçların doğru kullanımını sınırlamakta tedavi uyumunu bozmaktadır.

Antidepresan grubu ilaçlar sadece depresif bozukluklarda değil, yaygın kaygı bozukluğu, panik bozukluğu, takıntı zorlantı bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, ağrı bozuklukları gibi diğer ruhsal sorunlarda da güvenle kullanılmaktadır. Tüm ruhsal bozukluklarda ilaç kullanımının mutlaka psikoterapi uygulamalarıyla desteklenmesi önerilmekteyse de psikoterapi maliyetlerinin yüksek olması kullanımını kısıtlayabilmektedir.

Psikiyatrik görüşmelerin uygun süre ve koşullarda yapılması, hastalara mutlaka psikoeğitim verilmesi, ilaç kullanımı gereğinde etki ve yan etkilere dair doğru bilgilendirme, soruların cevaplanması hatta sonradan akla gelebilecek soruların öngörülmesi kişilerin hekimine ve tedaviye güvenini arttırarak tedavi başarısını doğrudan etkileyecektir.

Antidepresanlarla ilgili yaygın hurafeler, mitler aslında hekim kontrolü olmaksızın ilaç kullanan hastaların söylemleriyle kulaktan kulağa yayılan söylencelerdir. Antidepresan grubu ilaçlarla ilgili yaygın yanlış inanışlara ve doğrulara birlikte gözatalım.

Uyuşmak istemiyorum..Mutluluk hapı diyorlar ama yan etkileri çok fazlaymış..

Antidepresan ilaçların başka hastalıklarda kullanılan ilaçlardan daha fazla yan etki yaptığına dair inanışlar asılsızdır. Sadece psikiyatristler değil tüm hekimler tedavi düzenlerken “önce zarar verme” ve “hastalık yok hasta var” prensiplerine bağlı kalırlar. Ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları nadiren sağ kalımla uğraşırlar, çoğu zaman da hayat kalitesini iyileştirmeyi hedeflerler. Kullanılan ilacın hayat kalitenizi bozması hekimlerce de istenen bir durum değildir. Tedavide kullanılan yeni kuşak ilaçlar yan etkilerden arındırılmıştır. Tüm ilaçlar gibi antidepresanların da tolere edilebilir birkaç günde kaybolan yan etkileri görülebilir ancak bilimsel olmayan yöntemlerden ya da tedavisiz kalmaktan çok daha güvenlidirler. Antidepresanların “uyuşturucu” olduğuna dair kanı ne kadar yanlışsa “mutluluk ilacı” olduğuna dair yüksek beklenti de o kadar asılsızdır. Depresyonu olmayan bireylerde kullanımı kişiyi daha mutlu da yapmaz. Bilimsel olarak yararlılıkları ispatlanmış, beynin kimyasal yapısındaki düzensizlikleri düzene koyan moleküllerdir.

Kullanayım ama çalışıyorum.. zaten kiloluyum.. çocuklarımın bana ihtiyacı var.

Hekiminiz yaşam koşullarınız değerlendirilip size uygun ilaçları seçecektir. Günümüzde sıklıkla tercih edilen ilaçlar işlevselliğinizi bozmayacak, aksine ruhsal bozuklukların yarattığı işlev bozukluklarını düzeltecek, iştahınızı arttırmayacak, dikkat fonksiyonlarınızı bozmayacak ajanlardır. Kimi zaman da yan etkiden istenen etki olarak yararlanılacak, örneğin uyku yapan ilaçlar sadece uyumakta sorun yaşıyorsanız kullanılacaktır.

Bu arada tedavi edilmeyen depresyonda hareketsizliğe ve keyifsizliğe ikincil olarak kilo alınabileceği, depresyonun semptomu olarak dikkat dağınıklığı, halsizlik, isteksizlik, uyku hali yaşanabileceği unutulmamalı, ilaçların bunları düzelteceği bilinmelidir.

Bağımlı olmak istemiyorum ya bırakamazsam

Antidepresanlar bağımlılık yapmazlar. Bağımlılık potansiyeli olan ilaçlar kontrole tabi ilaçlardır ve özel reçete ile satılırlar. Bu inanışın temelinde bazı hastaların doktor kontrolü olmaksızın yetersiz süre ve dozda düzensiz ilaç kullanması ve iyileştiğini sanarak yine uygun olmayan zamanda ilaçları bırakmasıyla hastalığın yineleyebilmesi ve tekrar ilaca başlama gereği yatar. Bu bağımlılık değil hastalığın tedavi edilmemiş olması ya da tekrarlamasıdır. Psikoterapi desteği alan hastalarda yineleme çok azdır ve daha kısa sürelerle ilaç kullanılmaktadır. İlaçların ani bırakılması “çekilme belirtileri” dediğimiz semptomlara neden olur ki bu da hastalar tarafından bağımlılık gibi algılanabilir. İlaçları hekim kontrolünde bırakılmasında bu tarz sorunlar olmayacaktır.

Antidepresanların etkimesi için bir süre gerektiğinden akut stres durumlarında antidepresanların yanına kısa süreliğine hızla kaygıyı gidermek için kontrole tabi ilaçlar eklenebilir, bu durumda hekiminiz sizi kısa süreli kullanıma dair bilgilendirecektir.

İlaç alamam ki araba kullanıyorum, sınavlarım da var

Tabi ki araba kullanabilirsiniz. Bugün kullanımda olan antidepresanların bir çoğu bilişsel fonksiyonları bozmazlar. Aksine depresyon ve kaygı bozukluğunun yarattığı konsantrasyon bozukluğunu düzelterek bilişsel yetileri arttırırlar.

İlaç ne yapar ki iflas ettim işim geri mi gelir, sevgilim geri mi döner?

Ruhsal bozukluğu olanlar içinde bulundukları durumdan kaynaklanan iş stresi, ilişkilerdeki problemler ve diğer zorlu yaşam koşulları için ilaçların nasıl işe yarayacağını merak ederler. Elbette ki ilaçlar bu problemleri çözmez, ancak etkin bir ilaç tedavisi depresif semptomları ya da kaygıları hedef alır ve kişinin sahip olduğu problemi çözebilecek duygu durumuna ulaşmasına yardımcı olur. Depresyonun ve kaygıların düzelmesiyle karamsarlık, kararsızlık, umutsuzluk, yetersizlik, değersizlik duyguları düzelir sorun çözme becerisi geri gelir, gelecek planı güvenle yapılabilir ve yaşam zorluklarıyla daha kolay başedilir.

Beş gündür düzenli kullandım ama işe yaramadı değiştirelim bu ilacı

Psikiyatrik ilaçlar en erken 2 hafta da etkimeye başlar. Bazı ilaçların etkisi daha da geç ortaya çıkar. Kimi zaman antidepresan etki için beklerken sıkıntısı yoğun olan hastalarda tedavi edici etkisi olmayan ama günlük sıkıntınızı gideren ek ilaçlar da reçete edilebilir. Bir çok başka hastalıkta da benzer durum olasıdır. Örneğin sinüsit tanısı konduysa antibiyotik başlanır etki için zamana ihtiyaç vardır ama başağrınız yoğunsa ilk iki gün için ağrı kesici ilaç da önerilebilir.

Kutu bitti çok iyiyim diye bir daha da almadım, ama işte 5 ay sonra yine karşınızdayım, ben hiç iyileşmeyecek miyim?

İyileşeceksiniz. Doktor kontrolünde yeterli doz ve sürede ilaç kullanır ve yine doktor kontrolünde bırakırsanız iyileşeceksiniz. Antidepresan ilaçların erken bırakılması uygun değildir. Tam iyileşme olduktan sonra da ilaçlara bir süre daha devam önerilir bu ileride tekrar hastalanma riskini azaltmak içindir. İlaç kullananlarda doz atlanması ya da hekim kontrolü olmaksızın aniden ilaçın bırakılmasıyla “çekilme belirtileri” görülebilir, kimi hastada bu durum sıkıntılara neden olabilir.

Psikiyatrik tanınıza göre önerilen doz ve süreler değişecektir.

Cİnsel yan etkilerden korkuyorum zaten partnerimle kardeş gibi olduk

Sadece psikiyatri pratiğinde değil, psikiyatri dışı alanlarda da hekimler hayat kalitenizi düzeltmek için çabalarlar, en azından hayat kalitenizi bozmadan iyileşme sağlamayı hedeflerler. Günümüzde kullanılan çoğu antidepresan ilaç cinsel yan etkiler açısından da güvenlidir. Bazı ilaçlarla minimal düzeyde yan etki gelişebilir. Hekiminiz cinsel yaşamınızın özelliklerini de sorgulayıp uygun ilacı önerecektir. İlaç yan etkisi olarak cinsel sorun gelişirse de ilacın bırakılmasıyla düzelecektir.

Öte yandan depresyonu olan bir hastanın günlük aktivitelere dair isteği azalınca cinsel isteğinin de azaldığı, yaygın kaygı bozukluğu olan hastaların kaygısı nedeniyle cinsellikten ve haz almaktan da kaçındığı bilinmektedir. Antidepresan kullanımıyla ruhsal sorunlar sağaltılınca cinsel işlevlerde de düzelme de saptanabilmektedir.

İlaç mı psikoterapi mi?

Ayrıntılı görüşme sonrası tedavi planı hastanın özelliklerine ve hastalığın özelliklerine göre hasta ile birlikte yapılmalıdır. Bazı hastalar tek başına psikoterapiden fayda görür bazılarında ilaç mutlaka gereklidir. İlaç kullanan hastalarda da doğru sağaltım için mutlaka psikoterapi eklenmelidir. Ancak ülkemizde psikoterapi uygulamalarına ulaşım kolay olmayabilmektedir. Kamuda hasta yükü nedeniyle olanaklar kısıtlıdır, maddi koşullar psikoterapiye erişimde önemli engel oluşturabilmektedir. Psikoterapi sadece hastayı uzun dinlemekten ibaret bir uygulama değildir. Uygulayıcıların mutlaka psikoterapi eğitiminden geçmiş ve supervizyon almış olmaları gereği açıktır. Psikiyatri hekimleri ve klinik psikologlar lisans ve lisansüstü eğitimlerinin yanında kapsamlı ve yıllar süren psikoterapi eğitimleriyle psikoterapi yapmaya ehil olurlar.

Psikoterapi süreci; bireysel farkındalığı geliştirme, stresle başa çıkma, sorun çözme kapasitesini ve dayanıklılığı artırma, daha işlevsel bakış açılarını keşfetme, yaşam biçimlerini olumlu yönde değiştirme ve daha doyumlu ilişkiler yaşama konularında kişilere yeni beceriler kazandırır.